13 Eylül 2011 Salı

Bir Paranoya'nın Günlüğü 18

Bir ozon tabakası vardı ne oldu? Yıllarca onu yapmayın bunu yapmayın diye herkesi uyarıyorlardı. Yıllar geçtikçe kendi kendini kapatıyordu da, siz mi bizi kandırıyordunuz? Yoksa bir tane overlokçu buldunuz da o’na mı diktirdiniz? İnsanların bir ara kabusu yaptınız ozon tabakasını, arabalara binemez olduk, çocuklarımıza “aman olm dikkat et, ozon’u delecek şeyler yapma” dedik. Parfümdür, deodoranttır kullanmaz olduk. Şimdi ise ne ozon var, nede başka bir şey. Dünya kendini yeniliyor azizim. İnsanların webcam karşısında kendilerini rezil etmesine alıştım artık. Akraba muhabbetlerinde dedikodular yapıp, ardından “kalk kız bir göbek atalım” dediklerine şahit oldum. Kendilerini sosyal medyaya fazla kaptırdı bizim millet. Küçükken hep arabaların arkasına beni yıka yazardık, niye hala onu yaptığımızı hiç akıl sır erdiremiyorum. O arabayı kirli gören tek biz miyiz? Hem ayrıca düşünemediğimiz tek şey ise, araba bizi nasıl yıkasın? Saçmalamışız. Arabalardan bir şeyler medet umulur ama, bu kadarı fazlaymış onu fark ettim. Kadınlar çantalarına neler dolduruyor öyle ya, içlerinde yok yok. Arasan evrenin başlangıcından bugüne kadar üç-beş bir şeyler buluruz diye düşünüyorum. Büyük şehirlerde ki kadınlar, kaptı kaçlar için tuğla falan koyuyormuş, artık siz düşünün. Komik olmaya çalışırken kendini küçük düşüren insanlar harbiden komik oluyor. Bir şeyi hevesle anlatıyor sonrasında kimse gülmüyor. İşte orada siz gönül rahatlığı ile gülebilirsiniz. İnsanlar kendini güldürmeyi neden sever? Hala çözebilmiş değilim. Ben gayet ciddiyim. Ben bir paranoyağım. Güldürmek için yazıyor muyum? Bilmiyorum.

Otobüs şoförlerinin bunalım hallerini her zaman severim. Dolmuşa binersin bir arabesk sözler, arkadan fon müziği edasında gelen bir müzik ve şoför. Hiçbir insan o otobüslerden etkilenmedim diyemez bana. Ama şoförler neden bu durumdalar? Ne için sürekli bunalım takılıyorlar? Şoförlüğün kanunu, kitabı falan mı var? Ciddi ilişkiyle, tek gecelik ilişkinin arasında ne fark var? Tek gecelik ilişkide yediğiniz bok da ciddi bir şey değil mi? İpin ucunu kaçırdığınızda çocuğunuzun olması an meselesi, ciddi bir ilişkide de sonunda evlenip çocuğunuzun olması yıl meselesi. Ama çocuk oluyor. Ben tek geceliklerin adamıyım diye bir şey var mı? Bence yok.

Kadınlar topuklu giyemeye neden bayılır? Hem giyip hem şikayet etmeye neden daha çok bayılır? Topuklular vücudumu şöyle iyi gösteriyor derler giyerler. Ardından “off bu topuklular insanı öldürüyor” derler çıkarırılar. Güzellik uğruna insanlar kendilerine neden işkence ederler ki? Zorla giydirmedik biz o topukluları sana, istediğin zaman çıkar, hatta bir daha hayatın boyunca onlara dokunma. Bize şikayet etmek zorunda değilsin. Ha ama istiyorsan, sana düz taban bir ayakkabı alabilirim. Eğer hiç düz taban ayakkabım yok diyorsan. Geceleri hava olacağını sanıp, sokaklarda gaza basan adama hayranım. Sürekli bir patinaj çizmeler, son hız gitmeler. Kimsede çıkıp bu adamcağıza demiyor ki “hacı, gecenin bir vakti bizi uyandırmaktan bir başka halta yaramıyorsun” diye. Adamın hevesini kıracak hiç kimse çıkmıyor. Sonra da biz uyuyamıyoruz diyorlar.

1 yorum: