Ayrı dünyaların insanı nasıl olur? Ne kadar gereksiz bir laftır bu. Kaç tane dünya varda, insanlardan üstün görüyorsun kendini. Bence sen ayrı kafanın insanısın. Bana bunu dersen, ben o zaman sana eyvallah diyebilirim. O da belki! En azından farklı ülkelerin insanıyız de. Saygılı ol biraz. Justin biber diye bir insan türedi bu aralar pop dünyasında. O kim lan? Saçma saç stili ve uu beybi’si ile insanları etkilediğini sanan o insan kim? Çocuk yaşta herkesin şarkıcı olma istediğini anlarım, bunlar gelip geçici şeylerdir. Eline kumandayı, kaşığı alan şarkıcı olduğunu sanıp herkese şarkı söylerdi, ama maalesef bunun eline mikrofon vermişler, tutmuş bırakmamış. Ama bununda geçeceğini sanıyorum. İnsanlar bir şeye heves yapar, sonra kaybolur gider. Bak ajdar nerede?
Şu polyanna saçmalığını anlamış değilim. İnsan her şeye olumlu bakamaz arkadaş. Masal kahramanı bile olsa bu. Kaç insan tanıyorsunuz bir kere bile “lan olur mu öyle” gibisinden bağırmayan. Bir şeye üzülmeyen. Polyanna üzülüyor mu? Üzülmüyor! “ay olsun yenisini alırım. Yok aman, bir daha olur” gibi saçma laflar türetiyor. İnsanların beynini yıkıyor. Üstelik o sarı saçlar… yok lan, o başka masaldı. Arabadan hiç anlamayıp, araba bozulduğunda kaputu açıp bakan insanların hep ne yaptığını merak etmişimdir. Neden bakarsınız o kaputa? Ne var onun içinde? Bir bilen çağır yapsın. Senin orada ona boş boş bakman, arabayı çalıştırmayacak hiçbir şekilde. Özel bir güç bekliyorsan eğer, daha çok beklersin. Yavaşça kaputu kapat ve yol yardımı ara, onlar ne yapılacağını söyler. Elinde sihirli değnek alacak olanlara sesleniyorum: kesinlikle dünya’ya, barış, huzur getirmeyeceksiniz. Elinde sihirli değneği olan neden dünya’ya çalışsın? Para ister, araba ister, onu ister bunu ister. Herkes barış ister, ama kendi çevresinde olsa yeter der. O sihirli değnek hem kimseyi bulmadı ayrıca. Gelmeyecek bir şeyi insanlar neden bu kadar ister? Bu da ayrı bir muamma. İnsanlar istediği her şey hemencecik olacak diye, kolay kolay yollara kaçıyorlar. İnsanlar hep birilerinin arkasında konuşma ihtiyacını neden duyar? O insan çok mu iyidir? Yoksa gözlerine mi batar milletin? Hiçbir şey yapamadığı için mi konuşur? Cesaretsizlik olduğu için bence insanların yüzüne konuşabilen insan sayısı azdır. Arkadan konuşmak hem kolay, hem de bol sallanabilirdir. Kimse ben yapmam demesin, herkes bir kere dahi olsa yapmıştır. Kanıtlarıyla da gösteremem ayrıca.
Her bayram bir yerlere gitmek neden bu kadar önemli? Bayramlaşma demiyorum, tatil için diyorum. Çok mu asortiğiz? Yoksa bizde mi bir problem var? İnsanlar dini/resmi bayramları neden sahil kenarına, uludağ’ın eteklerine gitme sezonu açılıyor gibi bakıyorlar. Tek tatiller onlar değil. Yıllık izin al. 9 günlük tatilden bir bok anlanmaz. Gitmek bir mesele, kalmak bir meseledir. Bu arada, bu pazartesi sendromu ne oluyor? Bana açıklayacak olan var mı? Pazartesi de bir gündür. Öyle sonu başı olmaz. Yok işte tatilden çıktık işe/okula gitmesek olmaz gibi bir mantık olamaz kanaatimce. Pazartesi işe gitmesen, Salı gitsen bu sefer Salı sendromu mu olacaktı adı? Ya haftanın bütün günleri çalışıyorsan? Bunun sendromu nerede kaldı? İnsanları üşengeç yapmak için elinden geleni yapıyorlar. Ben hiç diyor muyum, paranoyam bugün bitti, aman yazmayayım diye? Demiyorum. Çalışın arkadaş, iyidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder